Otizm Spektrum Bozukluğu
Sevgili Aileler,
Bu bölümde sizlere otizm spektrum bozukluğu hakkında bilgiler vermek istedik. Otizm nedir, belirtileri nelerdir, tedavide neler yapılır anlatmak istedik. Birçok aile otizm nedir diye sorulduğunda bu kelimeyi ilk kez duyduklarını söylemektedir. Günümüzde doğru kaynaktan doğru bilgiye ulaşmak hastalıkların erken tanınması ve erken müdahale edilmesi için çok önemlidir. Otizmde, erken tanının önem taşıdığı bir bozukluktur. Ne yazık ki internet ortamında ciddi bilgi kirliliği bulunmakta, bu nedenle bazı aileler otizm için şüpheli belirtileri bulunan çocuklarını hekimlere getirmekte gecikmektedir. Size sunulan bu bilgilerle otizm spektrum bozukluğunu anlatmak, merak edilen sorulara yanıt verebilmeyi amaçladık. Elbette ki tüm sorularınızın cevabını burada bulamayabilirsiniz. Bu nedenle mutlaka bir Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı uzmanına (çocuk psikiyatristine) danışmanız önerilir.
Otizm nedir?
Otizm, erken çocukluk döneminde belirtileri ortaya çıkan bir nörogelişimsel (beyindeki sinir hücrelerinde gelişen) bozukluktur. Otizmin temel belirtileri arasında sosyal-iletişimsel alanda belirgin yetersizlikler örneğin insanlarla sözel veya sözel olmayan ilişki kurmada zorluk, tekrarlayıcı ilgiler ve davranışlar bulunmaktadır.
Otizmin Toplumda Görülme Sıklığı Nedir?
Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi (Center for Disease Control Prevention) 2018 yılında otizmin prevalansını 1/59 olarak bildirmiştir. Başka bir ifade ile söylemek gerekirse her 59 çocuktan 1’inde otizm görülebilmektedir.
Cinsiyete Göre Farklılıklar Var mıdır?
Yapılan çalışmalar otizmin erkek çocuklarında daha yaygın görüldüğünü bildirmektedir. Bununla birlikte kız çocuklarında otizmin daha ağır seyirli olduğu ve zihinsel yetersizliğin (zeka geriliğinin) daha sık eşlik ettiği bildirilmektedir.
Otizm Nasıl Oluşur?
Otizmin tek başına bilinen bir sebebi yoktur. Ancak yapılan bilimsel çalışmalar neticesinde genetik ve çevresel faktörlerin rolü üzerinde durulmaktadır.
Otizm Klinik Özellikleri Nelerdir?
Ailelerin en sık başvuru sebeplerinden biri konuşmada gecikme nedeniyle olup, genellikle 2-3 yaş arasında ilk kez bir hekim tarafından değerlendirilmektedir. Ancak otizm spektrum bozukluğunun belirtileri çok daha erken dönemden itibaren başlayabilir. Belirtilerin bir kısmı yaşam boyu sürebilir iken bazı belirtiler hafifleyip tamamen kaybolabilmektedir. Otizmde görülen belirtiler şunlardır;
- Çocukların çevresindeki kişilerle olan göz temasında yetersizlik vardır. Bir-iki saniyeden daha fazla göz teması kurmazlar.
- İsmi söylendiğinde genellikle bakmazlar sanki duymuyormuş gibi görünürler.
- Başka kişilerin davranışlarını taklit etme kaybolmuş ya da azalmış olabilir. Örneğin bebeklerde CEEE… oyununu oynama, el sallama gibi taklide dayalı beceriler olmayabilir.
- Çevresine karşı ilgisiz, kendi dünyalarında yaşıyorlarmış gibi davranırlar. İnsan yüzlerinden daha çok nesneleri gözlemlemeyi tercih edebilirler.
- Ortak dikkat gelişmemiştir. İlgisini çeken herhangi bir şeyi işaret parmağını kullanarak göstermezler. Çevresindeki kişiler bir nesneyi gösterdiğinde dönüp o nesneye bakmazlar. İlgilendikleri nesneyi paylaşmayabilir, göstermek için diğer kişilere getirmezler.
- Akranlarına karşı ilgisizdirler. 2 yaş civarında akranlarıyla paralel oyun kurma, 3 yaşlarında beklenilen karşılıklı oyun kurmada yetersizlik olabilir. Hayali oyun kurma örneğin telefonu alıp sanki birisiyle konuşuyormuş gibi, oyuncak bebeğini giydirme, besleme, uyutma gibi oyunlar oynama yoktur.
- Yaşına uygun dil gelişimi genellikle yetersizdir. Konuşmanın hiç olmaması, konuşmanın gecikmesi, söylenenleri anlamakta zorluk görülebilir. Dil becerileri kısmen gelişen otizmli çocuklarda konuşma kısa cümleler şeklindedir. Ses tonu tekdüze, ekolali (söyleneni tekrar etme) görülebilir. Konuşmanın karşılıklı toplumsal iletişim için kullanımında bozulma vardır. Genellikle tek taraflı, duyguları paylaşmaya yönelik olmayan bir konuşmadır. Jest ve mimik kullanımı yok ya da azalmıştır.
- Sosyal gülümsemede yetersizlik vardır. Örneğin bakım verenin gülümsemesine veya çocuğu güldürmesine yanıt vermezler, tepkisiz kalabilirler.
- Kendi etrafında dönme, el çırpma, parmak ucunda yürüme gibi basmakalıp ve yineleyici davranışlar sergileyebilirler.
- Nesnelere karşı aşırı takıntı ve ilgileri olabilir. Oyuncaklarıyla amaca uygun oynama yoktur. Örneğin oyuncak arabanın tekerleğini sadece döndürme ya da oyuncakları ardarda dizip onları uzun süre seyretme gibi.
- Günlük yaşamdaki değişikliklere direnç görülebilir. Örneğin hep aynı elbiseyi giyme, yemek yerken aynı sandalyeye oturma gibi… Bu direnç sadece kendileri ile değil ailenin diğer bireylerine karşı da olabilmektedir. Değişimlere karşı yoğun öfke nöbetleri gösterebilirler.
- Kokulara, seslere, tatlara karşı artmış hassasiyet görülebilmektedir. Örneğin gürültülü yerlerden huzursuz olup yoğun öfke sorunları yaşayabilirler. Bazı besin maddelerini tadlarından, görüntülerinden dolayı red edebilirler. Her zaman aynı yemeyi yemekte ısrarcı olabilirler. Sarılma, öpülme, kucaklanma gibi temaslardan hoşlanmayabilirler. Işıklı dönen cisimlere karşı artmış ilgileri olabilir.
Sonuç olarak, bir çocukta otizmden şüphelenmek için yukarıda belirttiğimiz tüm özelliklerin hepsinin bir arada olması gerekmemektedir. Ancak çocuğunuzda şüpheli belirtiler varsa mutlaka bir Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı uzmanına danışılmalıdır.
Otizm Tanısı Nasıl Konulur?
Otizm tanısı klinik gözlem yoluyla konulmaktadır. Hekimler, ailelerden aldıkları bilgilerle ve çocuğu klinik gözlemleyerek otizm tanısını koymaktadır. Günümüzde otizm tanısını koyduracak herhangi bir laboratuvar testi ve görüntüleme yöntemi yoktur. Ülkemizde otizm tanısı Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hekimleri tarafından konulmaktadır.
Ebeveynler çocuklarına otizm tanısı konulduğunda inkar etme, şok olma, umutsuzluk, öfke, mutsuzluk gibi normal kabul edilebilen duygular yaşayabilirler. Ancak bazen ebeveynlerde suçluluk duygusu gelişebilir ve kendilerini, birbirlerini suçlamaya başlayabilirler. İyi bir bakım verilmediği için çocuklarında otizm geliştiğini düşünebilirler. Otizm, ebeveynlerin herhangi bir davranışı veya tutumu sonucu gelişen bir bozukluk değildir. Burada önemli olan nokta, tanı konulduktan sonra ebeveynlerin en kısa süre içerisinde durumu kabul edip, tedavi için vakit geçirmeden harekete geçmeleridir.
Otizmin Seyri Nasıldır?
Otizm tanısı alan tüm çocuklarda belirtilerin şiddeti ve seyri birbirinden farklılık gösterebilmektedir. Otizmin seyrini etkileyen en önemli faktörler; çocuğun zeka düzeyi, erken yaşta dil becerilerinin edinilmesi, eşlik eden belirtilerin şiddeti, erken tanı ve erken tedavidir.
Unutmamak gerekir ki; Otizm tanısı ne kadar erken yaşta konulur ve doğru bir şekilde yönlendirilirse, tedavisinde o kadar olumlu yanıtlar alınan bir bozukluktur.
Otizme Eşlik Eden Diğer Psikiyatrik Bulgular
Otizm tanısı olan çocuklar; hekimlere öfke, huysuzluk, aşırı hareketlilik, dikkat sorunları, uyku problemleri, öğrenme sorunları gibi problemler nedeniyle getirilebilmektedir. Örneğin karın ağrısı, baş ağrısı gibi bir fiziksel rahatsızlık, sözel becerisi yeterince gelişmemiş otizmlilerde yoğun öfke problemleri olarak karşımıza çıkabilmektedir. Bu bulgular başka bir psikiyatrik bozukluğun belirtileri olabilmektedir. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Kaygı Bozuklukları, Tik Bozuklukları, Öğrenme Bozuklukları gibi birçok psikiyatrik hastalık otizme eşlik edebilmekte bu nedenle mutlaka bir hekim tarafından değerlendirilmeleri gerekmektedir. Yapılan psikiyatrik muayene neticesinde belirtilere yönelik uygun tedavi müdahaleleri (ilaç tedavisi, davranışçı yaklaşımlar, aile eğitimi gibi) planlanmaktadır.
Otizme eşlik eden, benzer bulgular gösteren başka tıbbi durumlar var mıdır?
Otizm spektrum bozukluğuna psikiyatrik hastalıklar dışında genetik, metabolik, nörolojik bozukluklar gibi birçok tıbbi sorunun eşlik ettiği bildirilmektedir. Bu nedenle, otizm multidisipliner yaklaşımı (çok yönlü değerlendirilmesi) gerektiren bir bozukluktur. Örneğin; görme ve işitme yetersizliği olan bir çocukta otizme benzer bulgular görülebilmektedir. Bu nedenle hekimler otizm tanısı konulmadan önce işitme muayenesi, göz muayenesi planlayabilirler.
Sağlıklı ve doğru bir bakım, çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamalıdır. İyi bir fiziksel bakıma rağmen duygusal ihtiyaçları karşılanmamış çocuklarda sosyal-iletişimsel alanda kısıtlılıklar görülebilmektedir. Bu nedenle uygunsuz bakıma maruz kalmış çocuklarda karşımıza otizm benzeri bulgularla gelebilmektedir. Örneğin yaşamın ilk yıllarında; çocukla beraber vakit geçirmek, oyunlar oynamak, çocuğa gülümsemek, sarılmak, öpülmek gibi devamlılığı olan uygun duygusal uyaranların verilmediği, uzun süre televizyon veya elektronik cihazlara maruz kalan çocuklarda sosyal-iletişimsel alanda yetersizlikler görülebilmekte bu nedenle aileler otizm şüphesi ile doktora başvurabilmektedir. Artmış ekran maruziyetinin otizmle ilişkisinin olup olmadığı ailelerin merak ettiği sorulardan biridir. Tek başına bir faktör olarak ekran maruziyeti çocukta otizme neden olmaz. Ancak unutmamak gerekir ki; her çocuğa doğumundan itibaren ebeveynleri tarafından fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını içeren sağlıklı bir bakım verilmelidir. Aksi halde çocuğun gerek fiziksel gerekse ruhsal gelişiminde yetersizlikler görülebilir.
Eşlik eden diğer tıbbi sorunlar içerisinde en sık birliktelik, nörolojik bir hastalık olan epilepside görülmektedir. Epilepsi (sara) tekrarlayan nöbetlerle kendini gösteren bir hastalıktır. Eğer otizm tanılı bir çocukta epilepsiden şüpheleniliyorsa mutlaka bir çocuk nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak otizme eşlik edebilecek birçok tıbbi sorunun olabileceğinden çocukların alanında uzman hekimler (örn: çocuk metabolizma, çocuk nöroloji…) tarafından tedavi ve takiplerinin yapılması gerekmektedir.
Otizmin Tedavisi
Otizmin temel tedavisi eğitsel tedavi yöntemleridir. Erken tanı ve tedavi otizmin klinik gidişini belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle eğitsel tedavilere tanı konulduktan sonra en kısa süre içerisinde başlanılmalıdır. Eğitsel tedavi yöntemleri; sosyal-iletişimsel alanda gelişmeyi, istenmeyen davranışları azaltmayı ve yeni beceriler kazandırmayı içermelidir. Eğitsel tedaviler çocuğun bireysel özelliklerine ve temel ihtiyaçlarına odaklanarak yapılmalıdır. Eğitim; yoğun, nitelikli ve devamlı olmalı ve ailenin katılımı sağlanmalıdır.
Otizmin tedavisi çok yönlü yaklaşımı gerektiren bir süreçtir. Bu süreçte çocuğun çocuk psikiyatristi tarafından düzenli takipleri gerekebilir. Bu nedenle aileler çocuklarını hekim tarafından belirlenen sıklıkta tedavi takibi için getirmelidir. Birçok aile otizmi tedavi eden ilaçların olup olmadığını sormaktadır. Şu an için otizmin temel belirtilerini iyileştiren bir ilaç geliştirilmemiş olup ancak çocuk psikiyatristleri tarafından öfke, huzursuzluk, aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği, uyku sorunları gibi problemler için bazı psikiyatrik ilaçlar reçete edilmektedir.
Birçok aile otizmi iyileştireceğine inanarak çeşitli tamamlayıcı ve alternatif tedaviler denemektedir. Ancak bilimsel çalışmalar göstermektedir ki hiçbir alternatif tedavi yöntemi otizmin tedavisinde kanıt bulmuş değildir. Bu nedenle çocuğunuzun tedavisi ile ilgili tüm merak ettiğiniz soruları bir çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanına danışmalısınız.
KAYNAKLAR
- Amerikan Psikiyatri Birliği. Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Beşinci Baskı (DSM-5) Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı, çev Köroğlu E. Ankara: Hekimler Yayın Birliği; 2014
- Baio, J., et al., Prevalence of autism spectrum disorder among children aged 8 years autism and developmental disabilities monitoring network, 11 sites, United States, 2014. MMWR Surveillance Summaries, 2018. 67(6), 1-23.
- Mukaddes NM, Otizm Spektrum Bozuklukları Tanı ve Takip, İstanbul, Nobel Yayınevi;2013.
- Mukaddes NM, Bebeklikten Erişkinliğe Otizm Aileler için Kılavuz 2. Baskı, İstanbul, Nobel Yayınevi; 2018.
- Tanıdır C, Mukaddes NM, Otizm Spektrum Bozuklukları, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, (Eds. Akay PA, Ercan ES), Ankara; Hekimler Yayın Birliği; 2016, s.126-149.