Çocukluk Çağı Nörolojik Hastalıklarında Aşılama Önerileri
Aşılama yüzyıllardır bulaşıcı hastalıklardan korunma amacıyla kullanılmaktadır. Aşılamada temel amaç hastalık etkeni olan mikroba karşı en yüksek oranda bağışıklık sağlamaktır. Bu bağışıklığı elde ederken aşıya bağlı olumsuz etkilerinin sıfıra yakın olması amaçlanmaktadır.
Özellikle son yüz yılda beslenme koşullarının iyileşmesi, çevre temizliğinin artması ve temiz suya erişim gibi nedenler ile dünya nüfusunda artış sağlanmış aynı zamanda ortalama yaşam süresinde belirgin artış olmuştur. Ancak nüfustaki esas artış, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ile olmuştur. Bu aşılama ile sağlanmıştır.
Aşılama Nedir?
Aşılama; insanlarda ölüme neden olabilecek veya ağır engeller bırakabilecek hastalıklar yapabilen mikropların bir parçasını veya hastalık yapamayacak hale getirilen zayıflatılmış halini insan vücuduna vermektir. Aşılama sonrasında kişi bu mikroba karşı bağışık hale gelmekte ve bu mikrop ile karşılaşsa bile hasta olmamaktadır ya da hastalığı hafif olarak geçirmektedir.
Aşılama Sağlık Bakanlığı’nın önerdiği aşı takvimine uygun olarak yapılmalıdır. Özellikle bir yaş altında çocuklar enfeksiyon hastalıklarına daha yatkındırlar. Bu yaş grubunda ortaya çıkan hastalıklar daha ölümcül seyredebilmektedir. Bu nedenle aşılamanın önerilen dönemlerde yapılması hayati önem taşımaktadır.
Aşılama sonrası ne tür sorunlar ortaya çıkabilir?
Aşı sonrası, aşı yapılan yerde kızarıklık, şişlik, ağrı, ısı artışı, vücutta ateş, döküntü, bulantı, kusma, ishal, halsizlik ve huzursuzluk gibi etkiler ortaya çıkabilmektedir. Bu tür durumlar bir sonraki doz aşılamanın yapılmasına engel değildir. Bir aşının tekrar yapılmaması için tek neden çok nadir olarak görülen anafilaksi adı verilen ciddi alerji durumudur. Aşı sonrası böyle bir durum gelişen kişilerde bile bir sonraki aşılamanın hastane ortamında gözetim altında yapılması önerilmektedir. (Amerikan Pediatri Akademisi tarafından önerilmektedir)
Aşılamada dikkat edilmesi gereken durumlar nelerdir?
Önceki yıllarda bazı aşıların çocuklarda ağır beyin hasarına yol açtığına ve küçük yaş grubunda özellikle boğmaca içeren aşıların yapılmaması gerektiğine inanılırdı. Bu bilgi bilimsel olarak ispatlanamamıştır. Bu nedenle hiçbir geçerliliği yoktur. Ayrıca o yıllarda yapılmakta olan boğmaca aşısı değiştirilmiş ve yerine şu anda kullanılan ve daha az yan etkisi olan aşı geliştirilmiştir.
Epilepsi hastası olan, epilepsi için tek veya çok sayıda ilaç kullanan, serebral palsi olan, kas hastalığına sahip olan veya diğer nörolojik herhangi bir hastalığa sahip olan çocuklarda aşıların yapılmasına engel bir durum bulunmamaktadır. Bu tip hastalığı olan çocuklar Sağlık Bakanlığı’nın önerdiği aşı takvimine uygun şekilde mutlaka aşılanmalıdır.
Bazı nörolojik hastalıkların tedavisinde kortizon (prednizon, prednizolon, metilprednizolon) tedavisi gerekmektedir. Hastaya kortizon tedavisi başlanması planlanıyorsa fakat çocuğun kortizon gibi ilaçları kullanması çok acil değilse inaktif (ölü) aşılar kortizon tedavisi başlamadan iki hafta önce, canlı aşılar ise dört hafta önce tamamlanmalıdır. Eğer hasta on dört günden kısa süreli kortizon tedavisi alacak ise tüm aşılar tedavi bitiminden iki hafta sonra yapılabilir (bazı uzmanlar hemen yapılmasını önermektedir).
Eğer hasta 10 kilo altında ve kilogram başına 2 mg’dan fazla 14 günden daha uzun süren kortizon tedavisi alacak ise veya 10 kilo üzerindeki hastalar için günlük 20 mg’dan fazla tedavi alacak ve bu tedavi 14 günden uzun sürecek ise ölü aşılar tedavi bitiminden en az iki hafta sonra canlı aşılar ise en az dört hafta sonra yapılmalıdır.
Canlı aşılar (kızamık, kabakulak, kızamıkçık ve suçiçeği) Sağlık Bakanlığı’nın aşı takvimine göre 15. ayda yapılmaktadır. Bu nedenle 15 ay öncesinde çocuğunuzun nörolojik hastalığı ne olursa olsun tüm aşılar güvenle yapılabilir. Özellikle beyin ve/veya kas hastalığı olan çocuklar mikrobik hastalıklara daha yatkın olduklarından bu çocuklar aşılara sağlıklı çocuklardan daha fazla ihtiyaç duymaktadırlar. Aşıların yapılması bu hastaların mikroplara karşı direncini arttıracaktır. Böylece antibiyotik ve diğer ilaçların kullanımı azaltacaktır. Bu çocukların hastaneye yatışları azalacak ve mevcut hastalıklarının daha iyi kontrol edilmesi sağlanacaktır. Sonuç olarak çocukların konforu artacaktır.
Toplumda yanlış bilinen diğer bir durum kızamık aşısının etkileri konusundadır. Önceki yıllarda kızamık aşısının, son derece nadir görülen subakut sklerozan panensefalit (SSPE) denen bir hastalığa yol açabileceği düşünülürdü. Dünya genelinde bugüne kadar kızamık aşısına bağlı olduğu ispatlanmış subakut sklerozan panensefalit hastası yoktur. Tam aksine bu sözü geçen hastalık, kızamık aşısı yapılmayan yıllarda, kızamık mikrobunun kızamık hastalığı sonrası beyne yerleşmesiyle sık olarak görülürdü. Aşılama oranları arttıkça kızamık hastalığı azalmaktadır ve subakut sklerozan panensefalit denen hastalık önceki yıllara oranla çok nadiren görülmektedir.
Aşı Karşıtlığı
Son dönemlerde yazılı ve görsel basın, sosyal medya ve bazı internet sitelerinde aşı karşıtlığı yapan insan sayısı artmıştır. Ancak bu kişiler sağlık alanında uzman değildir. Aksine on binlerce bilim insanı, çocuk hekimleri, enfeksiyon hekimleri aşılamanın son derece hayati olduğunu ve mutlak suretle yapılması gerektiğini söylemektedir. Ülkemizde bu konu ile uğraşan 250 civarında Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı çocukluk çağı aşılamalarının mutlak suretle yapılması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Aşıların yapılması ve olumlu sonuçları ile ilgili binlerce bilimsel veri olmasına rağmen aşıların zararlı olduğu ve yapılmaması gerektiği konusunda bilimsel bir veri yoktur.
Sıkça Sorulan Sorular ve Yanlış Bilinenler
Bazı aşılar içinde bulunan ‘’tiyomersal’’ adlı maddenin otizm hastalığına yol açtığı söylenmektedir. Bu doğru mudur?
Aşılar içindeki tiyomersal maddesinin otizme yol açtığına dair bilimsel kanıt bulunamamıştır.
Hastalığı doğal yol ile atlatmak aşılamadan daha mı iyidir?
Hastalığı doğal olarak atlatmanın tek yolu hastalığı geçirmektir. Hastalığı doğal seyrine bırakmak, hastalığın ağır seyretmesine neden olabilir. Doğal yollardan geçirilen hastalık, bazı durumlarda çocukların ağır engelli kalmasına veya bazen ölümüne neden olabilir. Bu risk nörolojik hastalığı olan çocuklar için daha yüksektir. Bu nedenle aşı takvimine uygun olarak tüm aşıları eksiksiz yaptırmak çok önemlidir.
Aynı anda çok sayıda aşı yapmak bağışıklık sistemine ağır bir yük getirir mi?
Çocuklara aynı anda çok sayıda aşı yapmak bağışıklık sistemine ağır bir yük oluşturmamaktadır. İhtiyaç halinde aynı anda birden fazla aşı yapılabilir. Çocukların bağışıklık sistemi bu durumlara uygun kapasitededir.
Aşılar gerçekten etkili midir?
Aşılar, uzun yıllardır milyonlarca kişiye uygulanmıştır. Hastalıklardan korunma konusunda etkili oldukları binlerce bilimsel araştırma ile doğrulanmıştır. Etkinliği olmayan aşıların insanlara uygulanması mümkün değildir.
Beslenme ve temizlik şartlarının iyileştirilmesi bulaşıcı hastalıkları azaltır mı?
Beslenme durumunun düzelmesi, iyi hijyen koşulları ve temiz suya erişim bulaşıcı hastalıkların azalmasında son derece etkilidir. Ancak bulaşıcı hastalıkların azalmasında asıl etki aşılara aittir. Son dönemlerde tecrübe ettiğimiz Korona virüs salgınında dünya beslenme ve temizlik olarak önceki yıllara göre daha iyi durumda olmasına rağmen hastalık yayılımı engellenemedi. Bu durum diğer çevre koşulları ile birlikte, aşının önemini ortaya koymaktadır.
Aşılar otizm, öğrenme güçlüğü, şeker hastalığı, epilepsi, astım ve egzama gibi hastalıklara yol açar mı?
Aşıların böyle bir etkisi olduğuna dair bilimsel veri yoktur. Tam aksine yukarıda sayılan birçok hastalığın ortaya çıkmasında ya da ağır seyretmesinde bulaşıcı hastalıkların etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle aşılama ile bulaşıcı birçok hastalık azalacağından, epilepsi, şeker hastalığı gibi hastalıkların daha kolay kontrol altına alınabilmesi mümkün olmaktadır.
Ateşli havale geçiren çocuklarda aşılamalar nasıl yapılmalıdır?
Ateşli havalelerle aşılar arasında bir ilişki olup olmadığına yönelik yapılmış olan araştırmalar sonucunda bazı aşıların çok düşük düzeyde ateşli havaleye yol açma riskinin olduğu görülmüştür. MMR olarak bilinen kızamık, kızamıkçık ve suçiçeği aşısından sonraki 5 ile 12 gün içinde nadiren ateşli havaleler görülmektedir. Ayrıca grip aşısı ile pnömokok diye bilinen zatürre aşısı aynı anda yapılınca yine düşük oranda ateşli havale riski bulunmaktadır. Yine benzer şekilde grip aşısı ile karma aşı (difteri-tetanoz-boğmaca) aynı anda yapılırsa düşük oranda ateşli havale riski bulunmaktadır. Bu aşıların aynı anda yapılması sonucu her 10.000 çocuktan 3 çocukta ateşli havale görülebilmektedir.
Sonuç olarak Dünya Hastalık Kontrol Merkezi bu aşıların koruyucu oldukları hastalıklar sonucu ateşli havale riskinin daha yüksek olduğunu vurgulamaktadır. Bu nedenle aşıların yapılmasını önermektedir. Daha önce ateşli havale geçirmiş bir çocukta herhangi bir aşının yapılmasında sakınca görmemektedir. Ayrıca bu aşıların yapıldığı dönemde ateşli havaleler için herhangi bir koruyucu ilaç önermemektedir. Sadece ailelerin bu konuda bilgilendirilmesini ve ateşli havalenin zararsız olduğunun vurgulanmasını önermektedir.
Aşılar bağışıklık sistemini zayıflatır mı?
Bununla ilgili ispatlanmış hiçbir bilimsel veri yoktur. Aksine aşı ile önlenebilir hastalıklar olan inflüenza, suçiçeği ve kızamık gibi hastalıklar, bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açmaktadır.
Aşılar çocuklara uygulanmadan önce yeterli testlerden geçmekte midir?
Mevcut olan ve yeni uygulamaya başlanan tüm aşılar etkililik ve güvenlilik yönünden son derece titiz çalışmalar ile test edilmektedir. Kontrolü yapılmadan aşıların çocuklara uygulanması mümkün değildir.
Aşılar geciktirilebilir veya bölünebilir mi?
Aşı ile önlenebilir hastalıklar özellikle erken dönmede (bir yaş altı) ortaya çıkmaktadır. En iyi aşı yanıtı, ardışık şekilde, belli ara ile yapılan uygulamalar ile elde edilmektedir. Aşıların geciktirilmesi, aşının bağışıklık sistemi üzerinde olan güçlendirici etkisini azaltmaktadır. Bu durum aşı ile önlenebilir hastalıklarda ciddi artışa neden olacaktır.
Yumurta alerjisi olan çocuklarda aşılar nasıl yapılmalıdır?
Aşıların içindeki yumurta proteini miktarı tespit edilemeyecek kadar düşük düzeydedir. Bu nedenle ekstra bir tedbire gerek kalmadan bu çocuklara aşılar güvenle yapılabilir.
İnfluenza (grip) aşısının koruyuculuğu ne kadardır?
İnfluenza aşıları, grip virüsünün her sene yapısını değiştirmesi nedeniyle her yıl yeniden yapılır. Aşı özellikle nörolojik sorunları olan hastaların yüksek ateşli hastalık geçirmelerini azaltmaktadır. Ayrıca bu çocukların hastane yatışlarında önemli derecede azalma sağlayacaktır. Böylece hastanın, nörolojik hastalığının da daha iyi kontrol altında tutulmasını sağlayacaktır.
Nörolojik sorunu olan kişilerin bu aşıları yaptırmaları hastaların yararına olmaktadır. İnfluenza aşıları Ekim ayından itibaren yapılabilir. Aralık ortasına kadar yaptırılması en iyi koruma sağlayacaktır. Ancak herhangi bir nedenle aşı yapılmasında gecikme olursa, Mart ayına kadar herhangi bir zamanda yapılması yarar sağlamaktadır.
Son Söz; Doğuştan gelen ağır bağışıklık yetmezliği olan, lösemi ve/veya kanser için kemoterapi ve/veya radyoterapi alan hastalar (bu hastalara dahi sadece canlı aşılar yapılamaz) hariç tüm bireylere yaşına uygun aşılamaların yapılması son derece hayati öneme sahiptir.