Beyin ve Sinir Sistemi Hastalığı Olan Çocuklarda Beslenme
Değerli anne ve babalar,
Bu bölümde beyin ve sinir sistemi hastalıkları olan çocuklarda beslenme konusuna değinilmiştir. Sizler çocuğunuzun yetersiz beslendiğini düşünüyor olabilir veya beslenme sürelerinin çok uzun olması, çocuğunuzun beslenme esnasında huzursuz olması ve ya beslenmeyi reddetmesi gibi çeşitli sebeplerle yardıma ihtiyaç duyuyor olabilirsiniz. Beslenme her çocuk için yaş, kilo, hareket kabiliyeti, altta yatan hastalık gibi durumlara göre farklılık gösterir ve kişisel ihtiyaçlara göre uyarlanması gerekir. Lütfen bu bölümü okurken, beslenme takibinin uzun süreli olması gerektiğini ve her çocuğun beslenmesinin kendine özgü olduğunu unutmayınız. Çocuğunuzun beslenmesi ile ilgili detaylı bilgiyi en doğru şekilde sizi takip eden hekiminiz ve diyetisyeniniz ile görüşerek alabilirsiniz.
Beslenme neden önemlidir?
Beslenme, beyin ve sinir sistemi hastalıkları olan çocukların büyüme ve gelişmesi, bağışıklık sistemi, kas kuvveti, zihinsel fonksiyonları ve yaşam kaliteleri için önemlidir. Bu nedenle, beslenme takibi bu çocukların bakımlarının önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
Malnutrisyon (yetersiz beslenme) nedir?
Malnutrisyon, diğer adı ile yetersiz beslenme, beslenmenin içerik veya miktar açısından eksik olması nedeniyle, vücudun ihtiyacı olan enerji ve besin öğelerinin yetersiz kalmasıdır.
Beyin ve sinir sistemi hastalıkları olan çocuklarda beslenme hastalıkları neden sık görülür?
Beyin ve sinir sistemi hastalığı olan çocuklar yeteriz beslenme yönünden risk altındadır. Bununla birlikte, bu çocuklarda aşırı beslenme sebebiyle fazla kilolu olma ve buna bağlı olarak ortaya çıkabilecek hastalıklar yönünden dikkatli olunmalıdır. Beslenme sorunlarının bu çocukların fiziksel ve sosyal iyilik halleri üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır.
Bu çocuklarda görülen besin yetersizliğinin en önemli sebebi beslenme güçlükleridir. Beslenme güçlükleri büyük oranda yutmayı ve çiğnemeyi sağlayan kaslardaki çeşitli sorunlara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Yutma güçlüğü, özellikle serebral palsi gibi erken yaşta beyin hasarı oluşan çocuklarda sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bunun yanı sıra yutma sorunları inme, beyin enfeksiyonu, beyin ve omurilik kanserleri gibi sebeplere bağlı olarak daha ileri yaşlarda da ortaya çıkabilir.
Ayrıca, bu hastalarda kas zayıflığı, hareket kısıtlılığı, nöbetler, solunum güçlüğü, beslenme reddi, mide içeriğinin ağıza gelmesi (reflü), kusma ve çeşitli metabolik sorunlar görülebilir. Bu durumlar da yetersiz beslenmeye neden olabilir.
Mide-bağırsak sistemindeki hareket bozuklukları, kabızlık ve kullanılan çeşitli ilaçlar emilim güçlüğüne neden olarak yetersiz beslenmeye katkıda bulunabilir. Eğer hasta kendini ifade edemeyecek kadar ağır zihinsel engelli ise, açlık ve tokluk durumunu belirtemez ve bakımını üstlenen kişilerden yiyecek ve içecek talep edemez, bu da beslenme yetersizliğine neden olabilir.
Beyin ve sinir sistemi hastalıkları olan hastaların tedavisinde kullanılan bazı ilaçların da iştah kesilmesi, bulantı ve kusma, hazımsızlık, nadiren de ishal ve kabızlık gibi yan etkileri görülebilmektedir.
Yetersiz beslenmehangi sorunlara yol açar?
Yetersiz beslenme çocukların kilo alımını ve boy uzamasını engeller, enfeksiyonlara yatkınlığı artırır, yara iyileşmesini geciktirir ve huzursuzluğa neden olur. Beslenme yetersizliği sonucu kalsiyum ve D vitamini eksikliği gelişebilir. Bu nedenle kemiklerde eğrilik ve kırıklar ortaya çıkabilir. Yetersiz beslenmenin, büyüme-gelişme, bağışıklık sistemi, kas kuvveti, zihinsel fonksiyonlar, sosyal iletişim ve yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Beyin ve sinir sistemi hastalıklarının da büyüme geriliğine yol açması nedeniyle, hastaların gelişme geriliğinin beslenme düzenlemesi ile tamamen düzeltilemeyeceği unutulmamalıdır.
Beyin ve sinir sistemi hastalıkları olan çocuklarda beslenme nasıl düzenlenmelidir?
Bu çocuklarda esas amaç beslenme yetersizliğini önlemek, gerekli vitamin ve minerallerin takviyesini sağlamak ve bağışıklık sistemini desteklemektir. Beyin ve sinir sistemi hastalıkları olan çocukların enerji ihtiyaçları normal çocuklara göre farklılık göstermektedir. Beslenmenin türü ve miktarı çocuğun yaş, ağırlık ve hareket düzeyine göre ayarlanmalıdır. Beslenmenin düzenlenmesi çocuk doktorları, diyetisyenler, fizyoterapistler, çocuk gelişimi uzmanları ve psikologların yer aldığı deneyimli bir ekip tarafından, yakın takip ile yapılmalıdır. Bu tür bir yaklaşım bu çocukların genel sağlığı ve yaşam kalitelerinin korunması açısından önem teşkil etmektedir.
Beyin ve sinir sistemi hastalıkları olan çocuklar hangi yollarla beslenebilir?
Her hastada öncelikle ağızdan beslenme denenmelidir. Ancak, çiğneme ve yutma güçlüğü olan hastaların sıvı ve katı gıdaları soluk borusuna kaçırma riski bulunmaktadır. Bu durumda beslenme esnasında öksürme, tıkanma ve morarma şeklinde belirtiler görülebilir. Bu hastalarda, besinlerin akciğerlere sürekli kaçması sonucunda tekrarlayan akciğer enfeksiyonları ve kronik akciğer hastalıkları meydana gelir. Bu durum büyüme-gelişme ve zekâ düzeyini olumsuz yönde etkiler. Çocukların hastaneye yatış sayısını arttırarak hastaları ağır hastane enfeksiyonları açısından risk altında bırakır.
Bu olumsuz durumların önüne geçebilmek için, öncelikle hastaların besin içerikleri ve yoğunlukları yeniden düzenlenmelidir. Beslenme sırasında çocuğa başı fazla geriye gitmeyecek veya öne eğilmeyecek şekilde uygun pozisyon verilmedir. Özellikle reflü belirtileri olan hastalar kıvam artırıcı mamalardan fayda görebilirler.
Akciğerlere besin kaçışı olup olmadığının belirlenmesi için yutma fonksiyonunu değerlendirecek çalışmalar yapılabilir. Özellikle bir öğünde beslenme süresi 30 dakikayı geçen hastaların bir yutma terapisti tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
İleri derecede yutma güçlüğü olan çocuklarda burundan mideye veya ince bağırsağa uzatılan bir sonda aracılığıyla veya karın cildinden girilerek mideye yerleştirilen özel bir tüp aracılığı ile (Perkütan endoskopik gastrostomi – PEG) beslenme sağlanabilir (Şekil 1 ve 2). Hastanın hangi yöntem ile beslenebileceğine hekimler, fizyoterapistler ve diyetisyenlerin oluşturduğu bir ekip tarafından detaylı inceleme sonucunda karar verilir.
Burundan sonda aracılığıyla beslenme kısa süreli olarak uygundur. Bu tüplerin çıkabilmesi veya yer değiştirebilmesi, burun yollarında tıkanıklık, iltihap ve yara oluşumu gibi durumlara yol açabilmesi nedeniyle uzun süreli kullanımı tercih edilmemektedir.
Uzun süre tüple beslenmesi öngörülen hastalarda, daha konforlu olması ve yerinden çıkma ihtimalinin daha düşük olması nedeniyle PEG tercih edilmelidir. PEG ile beslenme ileri derecede beslenme sorunları olan hastalarda daha kalıcı bir çözümdür. PEG’in bu hasta grubunda erken dönemde uygulanması daha faydalı olmaktadır. PEG uygulaması basittir ve takıldıktan birkaç saat sonra hasta beslenmeye başlayabilir. PEG uygulamasına ait riskler az da olsa mevcuttur ve aileler bu işlem öncesinde işlemi uygulayacak ekip tarafından detaylı olarak bilgilendirilmektedir. Bu kararın verilmesinde aile ile ortak hareket edilmektedir.
Tüple beslenen hastalarda kilo alımı daha kolay sağlanır ve beslenme için gereken süre kısalır. Büyümesi için gereken gerekli enerjiyi alabildiği için çocuk daha sağlıklı olur ve bağışıklık sistemi kuvvetlenir.
Bazı özel durumlarda ise, geçici süre sindirim sistemi yolu ile beslenemeyecek durumda olan hastalar (örneğin ameliyat sonrası) damardan beslenebilirler.
Beyin ve sinir sistemi hastalıkları olan çocukların beslenmesi düzenlenirken dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
İlk değerlendirme:
Hastaların öncelikle boy ve kiloları ölçülmeli, muayeneleri yapılmalıdır. Kansızlık, vitamin ve mineral eksiklikleri yönünden kan tetkikleri alınmalıdır. Ailelerin hekime başvurmadan önce 3-7 günlük bir beslenme günlüğü tutmaları, bu günlüğe hastanın her yediğini ve içtiğini miktarları ile eksiksiz olarak not etmeleri istenir. Bu kayıtlar diyetisyenlerin ve hekimlerin beslenmenin yeterliliğini ve kalitesini değerlendirmeleri açısından yol gösterici olacaktır.
Beslenmenin düzenlenmesi:
Hastada yutma güçlüğü, aşırı miktarda zayıflık, büyüme geriliği olması durumunda beslenme gözden geçirilmelidir. Yeterli kilo artışı olmayan çocuklarda, eğer hasta ağız yolu ile beslenmekteyse, öncelikle beslenme miktarı artırılmalıdır. Bu yeterli gelmezse, tüple veya PEG ile beslenme açısından hasta değerlendirilmelidir.
Hareket azlığı olan çocuklar, aynı kilo ve boydaki normal çocuklara göre daha az enerjiye ihtiyaç duyarlar. Hareket kapasitesi çok kısıtlı veya tamamen hareketsiz olan çocuklarda enerji ihtiyacının normalin %60-70’i kadar olduğu gösterilmiştir. Bu tür hastalara aşırı miktarda kalori verilmesi kilo artışına ve beraberinde sağlık sorunlarına neden olabilir.
Vitamin ve mineral desteğinin sağlanması:
Özellikle tüple beslenen çocuklarda vitamin ve mineral eksiklikleri ortaya çıkmaktadır. Bu çocuklarda demir, folik asit, D vitamini ve selenyum eksiklikleri olduğu gösterilmiştir. D vitamini kemik sağlığı için gerekli bir vitamin olup, eksikliğinde kemik zayıflığı ve kemik kırıkları görülür. Bu nedenle bu çocuklara vitamin ve mineral takviyesi yapılması önerilmektedir.
Eşlik eden mide-bağırsak ile ilgili sorunların çözülmesi:
Hastalarda eşlik eden reflü, kabızlık gibi mide bağırsak sistemini ilgilendiren durumlar varsa beslenme düzenlenmeli, gerekli ise ilaç tedavisi verilmelidir. Kabızlığın önlenmesi için sıvı ve lif alımının yeterli olması gerekmektedir. Eğer kabızlık uzun süre tedavi edilmezse kusma, karın ağrısı ve beslenme reddine neden olabilir.
Beyin ve sinir sistemihastalıkları olan çocuklarda kullanılan özel diyetler ve diyet ürünleri nelerdir?
Beslenmede kullanılacak olan ürünler hastanın yaşı, eşlik eden hastalıklar, enerji ihtiyacı ve beslenme için kullanılan yöntemlere göre belirlenir. Çiğneme ve yutma sorunu olmayan hastalara yaş ve kilolarına uygun dengeli beslenme önerilir. Tüple beslenen hastalarda ise yaş ve enerji ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde farklı ürünler tercih edilebilir. Çeşitli alerjik durumlarda, emilim bozukluklarında ve metabolik hastalıklarda kullanılmak üzere üretilmiş özel mamalar mevcuttur. Kabızlık durumunda lif içeriği yüksek ürünler tercih edilmektedir.
Bazı beyin ve sinir sistemi hastalıklarda özel diyetlerden faydalanılmaktadır. Örneğin bazı nöbet türlerinde yağ içeriği yüksek olan ketojenik diyet, bazı metabolik hastalıklarda proteinden, yağdan veya karbonhidrattan kısıtlı beslenme hastaların beyin ve sinir sistemihastalığı belirtilerini hafifletmektedir.